Sunday, September 13, 2009

Haftaya Baslarken

Sehirdeki ofisime gectim, evime yerlestim. Su ana kadar her sey iyi gidiyor ama tek ve en buyuk problemim dil! Ofisteki Turkler dahil herkes Rusca konusuyor ve ben aptal aptal suratlarina bakiyorum.
Dun gece sirf taksi bulabilmek icin 1 saat ugrastim. Halbuki elimde taksi duraginin numarasi da var ama derdimi anlatamiyorum ki :) Neyseki siteye baskasini birakmak icin gelen bi taksiye attim kendimi ve ilk aksam cikmami da yapmis oldum :P
Gecen sefer verdigim nufus bilgisinin yanlis oldugunu soylemeliyim bu arada. yabancilarla birlikte yaklasik 300.000 kisi civarindaymis. Bu kadarlik bir nufusa ragmen o kadar kaliteli ve dolu bir gece hayati varki anlatamam. Turkiye'de boyle ufak bir sehirde birakin gece kulubunu, birahane bile zor buluruz!! :)
Henuz fotograf cekemiyorum cunku insanlarin nasil tepki verecegini bilemiyorum. Hem elinde makine ile gezeni zengin sanip indirirlermi diye de biraz tirsiyorum :D
Kazaklarin ata sporu boks ve gures. Ayrica hepsi birer yarma. O yuzden etrafta baska fotograf makineli gormedigim surece tek basima cikip fotograf cekmeyecegim.
Herkese iyi haftalar..

Sunday, September 6, 2009

Back to the USSR

Yine kaplumbaga misali sirtima evimi alip 8 ay icerisindeki ucuncu ulkeme geldim.
Su anda Kazakistan / Atyrau'da, kamptaki odamdayim.
Turkiye'de gecirdigim cok cok guzel 27 gunun ardindan iyice bosluga dusmus durumdayim. O yuzden bunalima girmemek icin kendimi zor tutuyorum (Ayrica su anda da Back to black dinliyorum :). Neyseki kendimi en kotu sartlara hazirlamistim ama bekledigimden daha iyi bir ortamla karsilastim.
Bir kac gune kalmaz sehir merkezindeki evime gecmis olacam. O zaman daha bir yalniz kalicam cunku tanidigim herkes kampta kaliyor.
Bu arada Atyrau'nun Hazar'in hemen kuzey kiyisinda, yaklasik 125.000 nufuslu, ufak ve ucuz bir sehir oldugunu; ayrica guvenlikten yoksun oldugunu soylememde fayda var. Hava karardiktan sonra tek basina disarida yurumek tehlikeli ki bu biraz benim detoks olayima yardimci olacak gibi.
Neyse artik daha cok bilgisayar basinda vakit gecirecegime gore bu blogu da daha aktif olarak guncelleyebilirim.
Baku'den bahsetmedim ve bahsetmeyecegim cunku 5 para etmez bir sehirdi. Uzerine daha fazla dusunmeye degmez. Ama Atyrau ve Kazaklar uzerine konusulmasi gereken insanlar olacak. Ilerki gunlerde bol bol foto ve bilgi vericem.
Gecen cok keyifli, duygusal tatilimi ve Istanbul'u cok ozleyecegim. Hep gecen gunleri ve olaylari dusunerek depresyona girmekten korkuyordum ama dun annemin telefonda Emre Kongar'in kitabindan yaptigi bir alinti herseyi degistirdi. Kitabi aldim ama henuz okumadigim icin annemin soyledigi sekilde aktariyorum.

"Gecirdigim guzel gunler ve anilar hayatimda 3 kere mutlu olmami sagliyor. Once yasayacagim seyleri planlarkan duydugum mutluluk; yasarken duydugum mutluluk ve sonrasinda o guzel anilari ve gunleri tekrar dusunurken yasadigim mutluluk"